Eve Bir Paket Geldi İçinden Ben Çıktım


Eve kargoyla gelen paket açılıyor ve içinden ben çıkıyorum. Elinde lavanta keseleri, ayağının dibinde lavanta şişeleri, arkasında kına gecesi ojeleri, üzerinde fotoğraf makinemle dikilen kocakarı halim bana gülümsüyor. Hafif de bunamış olacak ki başına da gelin duvağı geçirmiş. Birbirimize bakıyoruz o sakin ama ben çığlık çığlığa sevinç nidaları içindeyim. Hoş geldin sefalar getirdin:)


Bu bebeği binbir emekle hazırlayıp bana gönderen zeki, cana yakın ve güzel insan; Fiamma'nın Güncesi adlı bloğun sahibesi Şule Abla. Eşimin sağlık durumuyla ilgili zor günlerden geçtiğimiz bir dönemde bana büyük moral oldu, beni çok mutlu ettin Şule Abla'cım sen de hep mutlu ol inşallah.


Fotoğrafıma bakıp "ama neden kocakarı halinin saçları uzun?" diye düşünebilirsiniz. Fotoğraf eski, saçlarım şu anda daha uzun dolayısıyla güncellenerek yapılmış:)

Kumaş bebeğim bana ulaşalı epey zaman oldu, fotoğraflayıp yayına alabilmem ise bugünü buldu. Beni yakından tanıyanlar detaycı kişilik yapımı gayet iyi bilir, ben öyle hiç bir işimi kısa sürede halledemem. Detaylara abartılı vakit ayırırım. Duyan da fotoğraf çekip yayın yapanın değil bebeği yapanın ben olduğunu zannedecek. Fotoğraf çekimi için günün uygun ışık saatlerini bekle, fotoğraf çek, yok olmadı burada iyi yansıtamadım bir de şurada deneyeyim turları, bugün geçti yarın tekrar denerim, hadi çektim çektiğim onca fotoğraf arasından hangilerini kullanacağım karmaşası, karar verilen fotoğrafların renk ayarlarının yapılması, yazısının yazılması , dönüp dönüp tekrar okumalar.... Offf yazarken bile yoruldum:) Blog yazarken de çalıştığım tüm ürünleri hazırlarken de böyleyim ben. Pratik yöntemleri sevmem, zor ve vakit alan yolları tercih ederim, bu şekilde çalışırsam içime sineceğini, daha iyi çalışmalar çıkaracağımı düşünüp kendime eziyet ederim. Anlayacağınız akla ziyan bir durum bu.


Hiç böyle poz verilir mi demeyin, kocakarıdır ne yapsa yeridir ayrıca hafif bunama halinde kusura bakılmaz! Şule Abla'nın yaptığı bez bebeklerin arka kısmı iğnelik olarak kullanılıyor, genelde yaptığı tüm bebeklerin arkasında iğne var, benimkinde ise iğneli kına gecesi ojeleri ve iğneli bıyık-dudak proplar var.: )


Hemen hemen gittiğim her yerde yanımda olan fotoğraf makinem Şule Abla'nın gözünden kaçmamış, "sen ancak taşır ve çekersin ben fotoğraf makinesi de yaparım" dercesine almış eline fimo hamurunu onu da yapmış. Fotoğraf makinesinin bağı, makineye tutturuluş şekli, objektifi, basma düğmesi göz alıcı değil mi? Üstelik minyatür bir fotoğraf makinesi bu.


Kına gecesi hediyeliği olarak oje süslemesi yapıyorum ama Şule Abla sadece oje süslemesi değil ojenin kendisini de yapmış. Ben bu işi bırakırım (!)


Eğilmiş oje çalışmamı inceliyor. "Ehh işte, iç güveysinden hallice" mi diyor ne? Ne derse desin kabulümdür:) Bu arada ayaklarının yanındaki minyatür şişeler, sürekli çalıştığım lavanta şişelerinden esinlenerek yapılmış.


Son kare dün akşamki çalışma masamdan. Masamın üzerinde duran kocakarı halim; "Hadi çabuk çabuk yine daldın detaylara işine bak oyalanmaa" diye bağırıyor bana, bense O'na her baktığımda hem motive olup hem de gülümsüyorum...


  • Love
  • Save
    Add a blog to Bloglovin’
    Enter the full blog address (e.g. https://www.fashionsquad.com)
    We're working on your request. This will take just a minute...