Türkiye dediğimiz zaman akla 3 büyük şehir gelse de bu şehirlerarasında en önemlisi İstanbul’dur. Coğrafi konumu ve tarihsel yapısı gereği İstanbul, en çok ilgi gören
şehirlerarasındadır. Türkiye ekonomisinin büyük bir bölümünü de İstanbul kalkındırmaktadır. Ancak İstanbul, marka şehir olma konusunda henüz hak ettiği noktaya ulaşamadı. Plansız yapılanma, plansız yapılan iletişim ve pazarlama çalışmaları, kurumların koordinasyon içerisinde çalışmaması ve marka şehirler yaratmanın uzun yıllar boyunca ciddiye alınmaması sonucu İstanbul diğer rakiplerine göre çok geride kaldı. Bugün İstanbul’un hayat pahalılığından bahsedilse de gerçekte durum bu değil. İstanbul rakiplerine göre çok daha ucuz bir durumda. Son dönemlerde ise marka şehir olma yolunda ciddi adımlar atılıyor. Yabancıların mülk sahibi olabilmesi, yeni alanların imara açılması, gayrimenkul firmalarının markalı projeler inşa etmeye başlaması ve ulaşım ağının yaygınlaştırılması çabaları bu adımları bize belirgin bir şekilde gösteriyor. Başbakan’ın “çılgın projesi” ile yapmaya çalıştığı ise şehrin akslarının tamamen dışa doğru yayılması. Bu sayede merkezde ciddi bir ticaret alanı yaratılırken yaşam alanları şehrin dışına doğru esneyecektir.
İstanbul halkı bu tip gelişmelere tepki gösteriyor ve hayatın pahalılaşmaya başladığından şikâyet ediyor. Ancak ülke ekonomisinin gelişmesi adına atılan bu adımlar oldukça olumlu sonuçlar doğuracaktır. İstanbul’un dönüşümü ile birlikte daha planlı bir kent ortaya çıkacak ve ticaret hayatı ile yaşan alanları birbirinden ayrılacaktır. Yabancı yatırımcı ve şirketlerin İstanbul’a ilgileri artacağı için İstanbul’un ticaret hayatı canlanacaktır. Yeni yaşam alanları ile daha yeşil ve daha yaşanabilir alanlar açılacaktır.
The post Marka Şehirler Yaratmak appeared first on Mehmet Ortaç.