Tüketim Çılgınlığı

Kısa bir zaman önce Dolar kuru ciddi bir şekilde yükseldi. Para politikası kurulu ise faiz oranlarına yaptığı müdahale ile birlikte Doların yükselişine dur dedi. Bu hamlenin ardından sosyal medyada yapılan yorumları okuduğumuzda Türk halkının ekonomiden de çok iyi anladığını görmüş olduk. Elbette bütün bir ülkenin ekonomist olmasını bekleyemeyiz. Ancak hem ülkemizin çıkarları açısından hem de kendi finansal yapımız nedeniyle ekonomiden biraz olsun anlamak fayda sağlayacaktır. Peki, gerçekten de ekonomi konularını bu kadar iyi anlıyor ve uyguluyor muyuz? Konunun eko politik kısmını değerlendirebilecek uzmanlıkta değilim elbet. Ancak bir pazarlamacı olarak tüketim ile ilgili birkaç şey söyleyebilirim.

Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında cari açık ve tasarruf açığı geliyor. Türkiye, kendi içerisinde üretip tükettiği ve yurtdışına ihraç ettiği ürünlerden daha çok yurtdışında üretilen ve Türkiye’ye ithal edilen ürünleri tüketiyor. Bunun sonucunda ise cari açık meydana geliyor. Sanırım cari açığı en basit haliyle bu şekilde anlatabiliriz. Tüketimin üretimden daha fazla olması nedeniyle de tasarruf konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor ve tasarruf oranlarımızı artıramıyoruz. Hükümetin son dönemlerde yapmış olduğu hamlelere baktığımız zaman bütün ekonomi politikalarının tüketimi azaltma yönünde atıldığını görebiliriz. Bu belki kısa vadede büyüme oranlarını düşürecektir ancak sağlıklı bir büyüme için de atılması gereken adımlardan bir tanesidir. En son gerçekleştirilen kredi kartı ve taksit kısıtlamasını da bu çerçevede okumak gerekir. Net rakamlara hâkim olmasam da gözlemlediğim kadarıyla ülke olarak Samsung ve Apple firmalarına çalıştığımızı söyleyebilirim. Hem ülke ekonomimizin rayına girebilmesi hem de kişisel olarak finansal yapımızı sağlamlaştırabilmemiz için dikkat etmemiz gereken önemli noktalar var.

Bugün aile bütçemizi değerlendirmek için birkaç saatimi ayırdım ve bir Excel tablosu hazırladım. Gelir ve giderlerimizi listeledim. Zaman içerisinde ihtiyaç olarak düşünüp yapmış olduğumuz harcamalar üst üste binmiş. Ciddi bir borç yükü oluşmuş. Çok şükür ki maaşlarımız ve varlıklarımız ile kapatılabilecek bir borç durumu. Ancak bunları arındırdığımız zaman hesabın eksi değerlerde olduğu tartışmasız. Eminim Türk halkının yüzde 80’i bu şekilde bir çalışma gerçekleştirse benimle aynı sonuçlara ulaşacaktır. İşte tam olarak sıkıntımız bu. Yazının başından bu yana defalarca söylediğim gibi; çok fazla tüketiyoruz!

Pazarlamanın en önemli amaçlarından bir tanesi bireylerde ürünümüze karşı ihtiyaç inancı yaratmaktır. İhtiyacı yarattıktan sonra ise ihtiyaç duyulan ürünü pazarlamaktır. Bu amaç uğruna 24 saat içerisinde binlerce mesaja maruz kalıyoruz. Bazen farkında olmadan, çok düşük ihtimalde olsa bazı zamanlarda farkında olarak bir takım ürünleri ihtiyaç olarak hissediyoruz. Bu ihtiyacımızı karşılamada ise bize gösterilen mesajlar tetikleyici oluyor ve satın alma aşamasına geçiyoruz. Cüzdanımızdaki kredi kartları ise bize bu dönemde en büyük yardımcı oluyor. Tabiri caiz ise karşılığı olmayan paraları harcıyoruz.

Ülke olarak artık bu düşünceden sıyrılmalı ve tüketimin geldiği bu noktaya bir dur demeliyiz. Eğer cebinizde iPhone 4S varsa ve sıkıntısız çalışıyorsa iPhone 5 ya da 5S sizin ihtiyacınız değil. İhtiyaç olarak düşünüp satın alma eylemine geçiyorsanız hem ülkeye hem kendinize zarar veriyorsunuz.

Görsel şuradan alıntıdır.

The post Tüketim Çılgınlığı appeared first on Mehmet Ortaç.

  • Love
  • Save
    Add a blog to Bloglovin’
    Enter the full blog address (e.g. https://www.fashionsquad.com)
    We're working on your request. This will take just a minute...